ÖĞRETİCİ METİNLERDE GELENEK

9. Sınıf Gelenek ile Metin İlişkisi

Öğretici Metinler ve Gelenek

Edebiyatta, aynı dönemde yaşayan şair ve yazarların benzer temalarda ve konularda ortak bir algı ve anlayış ile hareket etmeleri -eser yazmaları- gelenek olarak adlandırılır. Gelenek aynı dönem yazarlarının zihniyetinin bir doğal sonucudur. Edebiyatımızda birbirinden farklı birçok gelenek oluşmuş ve tarih sürecinde yok olmuştur. Örneğin Eski Türk Edebiyatı geleneği bir dönem tüm yazar ve şairlerin bağlı olduğu bir gelenekken zaman içinde farklı geleneklerin oluşması ile unutulmuştur. Bir edebi gelenek öyle hemen yok olup unutulmaz. Her edebi gelenek kendinden önceki gelenekten etkilenir ve kendinden sonraki geleneği ise etkiler. Bu yönü ile edebi gelenek ile edebi akım kavramları bir birinden ayrılır.

Edebi gelenek ile edebi akım arasındaki fark nedir?

Edebi gelenek yukarıda da söylendiği gibi kendinden önceki anlayış ve üsluptan etkilenirken kendinden sonraki edebi hayatı etkilemektedir. Hiçbir edebi gelenek önceki geleneğin kural ve uygulamalarını reddetmez. Halbuki edebi akımlar kendinden önceki akımlara bir tepki olarak ortaya çıkar. Her edebi akım edebiyata yeni bir anlayış ve üslup kazandırmayı hedefler.

Edebi gelenekler tarih sürecinde kendiliğinden oluşurken edebi akımlar belli bir amaç doğrultusunda yazar ve şairlerin bir araya gelip yeni bir anlayış, üslup ve kurallar ortaya koymaları ile doğar.

Bir metnin hangi geleneğe bağlı olduğunu bulmak, belirlemek?

Her metin elbette bir geleneğe bağlı kalınarak oluşturulur. Yazar bilinçli veya istemsiz bir şekilde döneminin gelenek özelliklerini eserine yansıtır. Bir metnin hangi geleneğe bağlı olduğunu belirlemek için edebiyatımızdaki belli başlı gelenekleri ve özelliklerini bilmemiz gerekir. Bu gelenekler kısaca şunlardır.

Öğretici Metinler ve Edebi Gelenekler

Divan Edebiyatı Geleneği (Klasik Türk Edebiyatı)

Eski edebiyatımız şiir üzerine kuruludur. Bu gelenekte ortaya konan eserlerin birçoğu şiir biçimindedir; fakat bu düzyazı eser verilmediği anlamına gelmez. Divan geleneğinde tarihler, tezkireler, seyahatnameler, sefaretnameler, münşaatlar, mektup ve ruznameler(günlük)… gibi farklı öğretici metin türlerinde eser yazılmıştır. Bunların dil ve üslup özellikleri şiirde kullanılan üslup özelliklerine benzer. Bu düzyazı türlerde de ağır ve sanatlı bir dil kullanılır. Yine de şiirlere göre daha sade diyebileceğimiz bir dil vardır. Konular genellikle günlük olaylardan alınır. Eserler belli bir amaç ve görev doğrultusunda yazılmıştır.

Örnek:

Râhil Ben yoğiken ne olacağımı ve beni yaratmadan ne edeceğimi bilirdin. Benim ne kulpa yapışacağımı başıma yazmış, ne yola gideceğimi ezelden çizmiş idin. Eğer ezelde kulluğa kabul ettirıse fazla şenindir, nimet bana. Eğer reddeyledinse adı şenindir, hasret bana.

İlâhi! Kabul senden, red senden. İlâhi! Şifâ senden, derd senden.

İlâhi! Her neyi gülzâr ettinse anı ittim. İlâhi! Elime her ne sundunsa anı tuttum.

İlâhi! Gönlüm oduna her ne yaktımsa ol tüter. İlâhi! Vücudum bağına her ne diktimse ol biter.

Tanzimat Edebiyatı Geleneği

Tanzimat dönemi öğretici metin yönünden birçok yeni türün ilk defa yazın hayatında denendiği bir dönemdir. İlk makale, ilk eleştiri yazıları bu dönemde yazılmıştır. Dönemin sosyal, siyasi hayatı edebiyatı yoğun bir şekilde etkilemiştir. Bu dönem öğretici metinlerinde toplumsal meselelere yer verilir. Eski gelenekte olmayan hak, eşitlik, özgürlük gibi temalar ilk defa işlenir. Sanat toplum içindir anlayışı döneme hakimdir. Eski geleneğe nazaran dil çok daha sadedir. Temel konu yanlış batılılaşma, halkın aydınlanması, bağımsızlıktır.

Cumhuriyet Dönemi Geleneği

Cumhuriyet dönemi her yönü ile edebiyatta hızlı bir değişme ve gelişmenin olduğu dönemdir. Bu dönemde öğretici metinlerin neredeyse tümünde eser yazılmıştır. Bunlardan özellikle gezi yazısı, fıkra, deneme türlerinde birçok metin yazılmıştır. Dil oldukça sadedir. Cumhuriyetin kazanımları ile Atatürk İlke ve İnkılapları öğretici metinlerde konu olarak işlenmiştir.