ÖĞRETİCİ METİNLERDE YAPI (PLAN)

Öğretici Metinlerin Yapısını Oluşturan Unsurlar Nelerdir?

Öğretici Metin Türlerinde Yazı Yazma

YAPI - PLAN - TASARI

Yazımızın ya da konuşmamızın içeriğini oluşturacak düşünceleri, duyguları, gözlem ve yaşantıları kalemimizin, dilimizin ucuna geldiği gibi anlatamayız. Gelişigüzel söyleyip yazamayız. Bunları aralarındaki ilgi ve önem derecelerine göre ayırıp sıralamamız gerekir. Bu sıralama işine anlatımın planı diyoruz. Anlatım sanatı üzerinde çalışanlar, anlatımda başarılı olmanın önemli bir etkeni sayıyorlar planı.

Konuşmalarda çok kere görüldüğü gibi, “olmuş bir şeyi” anlatmakta bulunan bir kimse, olay sırasını bozup karıştırdığı zaman “sırasıyla söylemeye davet edilir; anlattıklarında eksik gedik bırakmaması istenir. Yazıda da böyle bir sıranın bulunması, onun açıkça anlaşılması için gereklidir. “Başı kuyruğu belli olmayan” zihin karıştırıcı yazılar çoktur. Planın oluşu, yazının köklü niteliği olan “konudaki birliği” meydana getirir... Aynı zamanda bir yazı niteliği olan “boş veya doldurma sözlerden” yazıyı kurtarmakta da kendini belli eder. Planlı bir yazıda konu dışında sayılabilecek söz ve düşünceler bulunmaz; bulunursa planı yok demektir. İnsan, bir konuda düşünmeye başladığı zaman birçok düşünceler birden akla gelir. Bunları bir düzene koymayı, hangisini daha önce, hangisini daha sonra söylemek gerektiğini ancak adına plan dediğimiz tertip öğretir. Öğretici metin türlerinde yazı yazılırken şu aşamalardan geçilir:

Söyleyeceklerimizi Düzenleme

Çok iyi bildiğimiz bir konuda yazı yazacak, konuşacaksak, bunlar da kısa olacaksa, planımızı zihnimizde yaparız. Örneğin, seyrettiğimiz bir futbol maçım anlatmamız gerekse, bu konu uzun bir planlamayı gerektirmez. Maçı, zihnimizde değerlendirir; anlatılmaya değer noktalarını seçer, söze nasıl başlayacağımızı, onu nasıl geliştirip nasıl bitireceğimizi kararlaştırdıktan sonra hemen anlatmaya başlarız. Ama konu karmaşık, yazımız ve konuşmamız da uzun olacaksa yazılı bir plan yapmamız gerekir. Neleri nerede, hangi sırayla anlatacağımızı çok iyi bilmeliyiz. Bunu bilmezsek, söyleyeceklerimiz karışık, dağınık, birlik ve bütünlükten yoksun olur. Plan, yazımızı yazarken bize kılavuzluk eder. Söze hangi düşünceyle başlayacağımızı, düşünceleri nasıl geliştireceğimizi, bunlar arasında nasıl geçiş ve bağlantılar sağlayacağımızı bize plan gösterir.

Planı hazırlarken belli bir sıra izleriz. Bunu bir örnek üzerinde görelim: Bize üzerinde yazı yazmamız için şöyle bir konu verildiğini varsayalım:

Dil devrimi niçin gerekliydi? Bunu nedenleriyle açıklayan bir kompozisyon yazınız.

Yapacağımız ilk iş, topladığımız bilgileri olduğu gibi, konunun altına maddeler halinde sıralamaktır. Bu sıralamayı yaptığımız ve şöyle bir düşünceler dizisi elde ettiğimizi düşünelim:

                              1-      Toplumsal yaşamdaki değişiklik dilde de etkisini gösterir.

                              2-      Dille ulusal duygu arasında sıkı bir bağlantı vardır.

                              3-      Harf devrimi, dilde devrim yapmayı gerekli kılmış.

                              4-      Arapça ve Farsçanın etkisiyle dilimiz öz benliğini yitirmişti.

                              5-      Dil devrimi, genel devrimin bir parçasıdır.

                              6-      Yazı diliyle konuşma dili arasındaki uçurumu kapamak gerekliydi.

                              7-      İnsanlar, ancak kendi anadilleriyle tam olarak düşünebilirler.

                              8-      Siyasal bağımsızlığımızı kazandığımız gibi, dilimizi de bağımsız kılmalıydık.

                              9-      Batı uygarlığına geçiş, toplumu yeni kavramlarla karşı karşıya getirmişti.

                            10-    Dil, düşüncenin aynasıdır.

                            11-    Dil, kendiliğinden değişir.

                            12-    Eski dille de başarılı sanat yapıtları yaratılmıştı.

                            13-    Aydınlarla halk arasında dil bağlantısı kopmuş gibiydi.

                            14-    Eski dil, yani Osmanlıca, yeni yaşamın gereksinmelerini karşılayamıyordu.

                            15-    Halka gitmek, onu uyandırmak; ona kendi diliyle yaklaşmakla olur.

                            16-    Dil devrimi kolay olmuştur.

                            17-    Dil devrimine karşı koyanlar, dillerini ve düşüncelerini yenileyemeyenlerdir.

İlk adım, düşüncelerin, ana düşünceyle olan ilgisini araştırmak olacaktır. Bunun için de listemizde yer alan düşünceleri, yani cümleleri ana düşünceyle karşılaştıracak, onunla ilgili olmayanları ayıracağız. Böyle bir ayırma, planlı bir yazıda bulunması gereken temel niteliklerden birini, birlik’i sağlayacaktır. Örneğin, listedeki düşüncelere bakalım. Bunlardan 11, 12, 16 ve 17 numaralı düşünceler, ana düşünceyle doğrudan doğruya ilgili değildir. O halde bunları atarız. Geriye kalanlar, ana düşünceyle ilgili olanlardır. Bu açıdan bir birlik sağlanmıştır. Ama bu da yetmez. Çünkü, listedeki düşünceler arasında birbiriyle yakın ilgisi olanlar vardır. Bu nedenle işimiz bitmiş sayılmaz.

Düşünceleri Gruplandırma

Benzer düşünceleri ayırma ve aralarındaki anlam ilgisine göre onları belirli başlıklar altında gruplandırma, yapacağımız ikinci iştir. Bu gruplandırmayı yapmadan yazmaya geçersek, belki bütünüyle, yazımızdan bir anlam çıkar. Ne var ki, düşünceler arasında yer yer kopukluklar olur, ayrıca aynı düşünceleri tekrarlama durumuna düşeriz. Bu da yazımızı dağınıklaştırır. Ama düşünceleri, ana düşünceyle olduğu gibi, kendi aralarında da gruplandırırsak, bu sakıncaları önlemiş oluruz. Böylece planlı bir yazıda bulunması gerekli ikinci nitelik, yani bütünlük sağlanmış olur.

Şimdi yukarıda verdiğimiz düşünceleri, aralarındaki ilgilere göre gruplandıralım. Düşünceleri birbiriyle olan ilgilerine göre ayırmaya yönelirsek bunları şu dört kümede toplayabiliriz:

                              1-      Devrimlerin bütünlüğü,

                              2-      Yeni bir uygarlığa giriş,

                              3-      Dille düşünce arasındaki bağlantı,

                              4-      Ulusal bütünlüğü sağlama.

Topladığımız bilgi ve düşüncelerden 3, 5, 8 dil devriminin öteki devrimlerle olan bağlantısıyla, 1, 9, 14 dil devriminin oluşumunu etkileyen yeni bir uygarlığa girişimizle, 2, 7, 10, 15 dille düşünce arasındaki bağlantıyla, 4, 6, 13 de ulusal bütünlüğü sağlama ile ilgilidir. Buna göre anlatacaklarımızın düzeni, başka bir deyişle, planımız ortaya çıkmıştır:

                              1-      Devrimlerimiz bir bütündür.

a-   Dil devrimi, genel devrimin bir parçasıdır.

b-   Harf devrimi, dilde devrim yapmayı zorunlu kılmıştı.

c-    Siyasal bağımsızlığımızı kazandığımız gibi, dilimizi de bağımsız kılmalıydık.

                              2-      Yeni bir uygarlığa giriş, dilde devrim yapmayı gerektiriyordu.

a-   Toplumsal yaşamdaki değişiklik, dilde de etkisini gösterir.

b-   Batı’ya yöneliş, toplumu yeni kavramlarla karşı karşıya getirmişti.

c-    Eski dil Osmanlıca, yeni yaşamın gereksinimlerini karşılamıyordu.

                              3-      Dil ve düşünce arasında sıkı bir bağlantı vardır.

a-   Dil, düşüncenin aynasıdır.

b-   Dille ulusal duygu arasında sıkı bir bağlantı vardır.

c-    İnsanlar ancak kendi anadilleriyle tam olarak düşünebilir.

                              4-      Dil devrimi, ulusal bütünlük için gerekliydi.

a-   Aydınlarla halk arasında dil bağlantısı kopmuş gibiydi.

b-   Konuşma ve yazı dili arasında bir uçurum açılmıştı.

c-    Arapça ve Farsçanın etkisiyle dilimiz, öz benliğini yi¬tirmişti.

Planı Oluşturma Yöntemi

Bir yazı genellikle üç bölüme ayrılır: Giriş, gelişme ve sonuç. Planımızı yaparken bu üç noktayı da göz önünde bulundurmalıyız. Özellikle “giriş” bölümünde okuyucunun ilgisini çekmeyi düşünmeliyiz. Bu yönden konuyu topluca, dağıtmadan ortaya koymalı ve hemen ana düşünceyi geliştirecek düşünce ve ayrıntılara geçmeliyiz. Düşünceleri geliştirdikten sonra da “sonuç” bölümünde okuyucumuzun zihninde belirmiş olan soruları yanıtlandırmış olmalıyız.

Yazımızın planını, giriş, gelişme, sonuç bölümünü konunun özelliği etkiler. Genellikle konuların özelliğine göre, düşüncelerimizi düzenleyip sıralamada kimi noktaları göz önünde bulundurmalıyız. Bu noktalar nelerdir?

Zamana Göre Düzenleme: Bir olayın öykülenmesinde, işlerin yapılışında, anlatmada «zaman» temel öğe olarak alınır. Söyleyeceklerimizi oluş ve zaman sırasına göre veririz. Diyelim ki bize, “Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir?” konusunda bir yazma çalışması veriliyor. Böyle bir konu zaman sıralı bir anlatımı gerektirmektedir. Konumuzu genel çizgileriyle şöyle planlayabiliriz:

“Yakup Kadri Karaosmanoğlu”

a-   Tanıtma: Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir?

b-   Çocukluğu

c-    Gençliği

d-   Erginlik yıllan

e-    Başarıları: Başlıca yapıtları ve Türk yazınına katkıları

f-    Yaşlılık yılları

g-   Türk yazınındaki önemi

Neden-Sonuç İlişkisine Göre Düzenleme: Kimi konular da neden-sonuç ilişkisine göre planlamayı gerektirir. Diyelim ki “Kurtuluş Savaşımız” üzerine bir yazı yazacak ya da konuşacağız. Planımız şöyle bir sırayı izleyebilir:

“Kurtuluş Savaşımız”

a-   Savaşın nedenleri

b-   Yapılan muharebeler

c-    Sonuçlar

Kolaydan Güce Göre Düzenleme: Kolaydan güce göre söyleyeceklerimizi düzenleme, gerçekte okuyucumuzun ya da dinleyicimizin bildiği şeylerden yola çıkmadır. Sözgelimi, “Suyun insan yaşamındaki önemi” üzerine bir yazı yazacağımızı varsayalım. Çıkış noktası olarak, bilinen bir gerçeği alırız: “Suyun yaşayışımızı etkileyen ana öğelerden biri oluşu.” Buradan konumuzu planlamaya geçebiliriz:

“Su ve Yaşam”

a-   İçtiğimiz su

b-   Temizlik aracı olarak su

c-    Enerji kaynağı olarak su

d-   Uygarlığın kaynağı olarak su

Yer Sırasına Göre Düzenleme: Bazı konularda, özellikle bir yeri tanıtma, betimleme ile ilgili konularda ayrıntı ve düşünceleri yer sırasına göre düzenleriz. Sözgelimi, belli bir noktadan hareket ederek öbür noktalan ya da yakından uzağa göre görülenleri sıralarız. Örneğin, “Evimiz”i tanıtacak olsak, planımız şöyle olabilir:

”Evimiz”

a-   Dıştan görünüşü

b-   Evin girişi

c-    İçerisi

Plan Türleri

Biçim özellikleri yönünden de planlarımızı ikiye ayırabiliriz:

Cümle Biçimli Plan: Yukarda “Dil devrimi” konusunda yaptığımız plan bu türdendir. Düşünceler ve ayrıntılar tam bir cümle olarak verilir. Dikkat edersek, ana ve yan başlıkların hemen hepsi tam bir cümle değerindedir. Cümlelerde konu ile ilgili aynı sözcükler geçer. Bu tür plan genellikle kısa ödevlerde kullanılır.

Sözcük Biçimli Plan: Bu ise daha genel konularda kullandığımız ayrıntısız plan biçimidir. Yine yukarda düşüncelerin düzenleniş yollarını göstermek üzere verdiğimiz planlar da bu türdendir.

Plan, hangi türü olursa olsun, düşüncelerimiz arasındaki bağlantı, ilgi ve gelişmeyi gösterecektir. Bu da belli harf ve rakamları kullanarak söyleyeceklerimizi adlandırmayla gerçekleşir. Aşağıdaki düzenlemeye bakalım:

(Başlık)

I.  (Birinci temel nokta)

a) 

b)  (Birinci temel noktayı destekleyen yan düşünceler)

     1           

     2            (İkinci yan düşünceyi destekleyen ikinci derecede iki düşünce)

       a)                    

       b) (İkinci derecedeki düşüncelerden İkincisini

destekleyen iki yan düşünce)

II. (İkinci temel nokta)

Yazıların Planını Çıkarma

Yazılı anlatım gücümüzü geliştirmede yararlı yollardan biri de, her yazıyı bir kompozisyon gibi görme, bir kompozisyon gibi değerlendirmedir. Bu yönden kompozisyonun temel adımlarını ya da basamaklarını yazılarda da araştırmalıyız. Yazıların planını çıkarma, bu yollardan biridir. Ne demektir plan çıkarma? Yalınlaştırarak söyleyelim: Bir yazının düşünsel ve duygusal örgüsünü madde madde gösterme. Başka bir deyişle, yazının düşünsel ve duygusal iskeletini çıkarma. Böyle bir çaba, o yazının kompozisyon değerini de bize gösterir.

Plan çıkarmada başarılı olmak için kimi noktaları göz önünde tutmalıyız. Öncelikle yazıyı özenle okumalıyız. İstenilen duygu ve düşünceleri, yukarıda belirttiğimiz gibi gruplandırmalıyız. Bunun için de yazıyı paragraf paragraf okumalıyız.