Homepage Slideshow
Saray Tiyatrolarının Halka Açılışı
Richelieu ile Lois XIV’den önce de, sonra da saray tiyatroları vardı. Krallar, saraylılar balolardan, gösterilerden, baleden hoşlanırlardı ...
https://www.milliedebiyat.com/index.php/edebiturler/tiyatro/fransiz-tiyatrosu
Servetifünun'un Büyük Romancısı
Ahmet Mithat kadar olmasa da çok sayıda eser yazmıştır. Onun eserlerinde olaylar arasında iyi, güzel, bayağı, sıradan gibi herhangi bir ayrım yoktur.
Tanzimat'ta Bir Öncü
Namık Kemal’in bu romanı edebiyatımızda ilk edebi roman olarak kabul edilmektedir.
Doğu Medeniyeti ve Tiyatro
Kabuki Tiyatrosu’nda Bunraku’dan, Çin Tiyat rosu’ndan, Noh oyunlarından gelme etkiler açıktır. Çoğu zaman oyuncular kukla gibi hareket ederler...
https://www.milliedebiyat.com/index.php/edebiturler/tiyatro/dogu-medeniyetlerinde-tiyatro
Destansı anlatımın kullanıldığı metinler
Destansı anlatım herhangi bir duygunun yoğun bir şekilde ifade edilmesi gerektiğinde kullanılır.
https://www.milliedebiyat.com/index.php/dil-bilgisi/onuncusinif/destansi-anlatim
Servet-i Fünun Edebiyatı (Edebiyat-ı Cedide)
Bu hayat edebi eserlere de yansımış ve eserlerde Tanzimat ile edindikleri romantizm ile Batı edebiyatında o dönemde etkili olan sembolizmin etkisinde kalmışlardır...
Yunan Tiyatrosu
Bugün ilkel insanlara bakınca, mitleri, kahramanlık hikayelerini gözden geçirince tiyatronun doğuşunu görebiliyoruz...
https://www.milliedebiyat.com/index.php/edebiturler/tiyatro/yunan-tiyatrosu
Roman bir edebi türdür. Gerçek hayatın bir yazar tarafından...
OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN EDEBİ METİNLERDE YAPI Anlatmaya ve G...
SÖZLÜK A Ada - Düşmanlar. Addetmek - Saymak. Ağrep - Pek gar...
a- Yakup Kadri Karaosmanoğlu(1889-1974): Türk Edebiyatının ö...
Türk edebiyatında “manzum” sözü şiir biçiminde yazılan eser anlamında kullanılmaktadır. Eskiden yaygın olarak kullanılan manzum kelimesi yerine bugün “şiir” kelimesi kullanılmaktadır. Manzum kelimesi nazım kelimesinden türetilmiş Arapça bir kelimedir. Nazım “şiir” anlamına gelmektedir. “Manzum” kelimesi ise şiir biçimindeki eser anlamında kullanılmaktadır. Aşağıdaki kelimeler aynı kökten türemiş kelimelerdir. Tümü şiir ile ilgilidir. - Nizam: Düzenli - Nazım: Şiir - Manzum: Şiir Biçiminde Eser - Manzume: Şiir biçiminde belli bir amaç doğrultusunda yazılmış eser Örnek kullanım: “Şairin manzum mektupları tekrar gündeme geldi.”...
Gazel Yârab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni Bir dem belâ-yı âşkdan etme cüda beni Az eyleme inâyetini ehl-i derdden Yâni ki çok belâlara kıl mübtelâ beni Temkinimi belâ-yı mahabbetde kılma süst Tâ dost ta'nedüb demeye bî-vefâ beni Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın Geldikçe derdine beter et mübtelâ beni Öyle zâif kıl tenimi firkatinde kim Yaslına mümkîn ola yetürmek sabâ beni Nahvet kılub nasîb Fuzulî gibi bana Yârab mukayyed eyleme mutlak bana beni Fuzuli Günümüz Türkçesiyle… Gazel Tanrım, dost et,...
Leyla Ve Mecnun Gördü ki bir avcı tuzak kurmuş, Tuzağına ceylanlar uğramış. Tuzağa düşmüş bunlardan biri, Kanlı yaş dolmuş kara gözleri. Boynu burulu, ayağı bağlı, Şehla gözü nemli, canı yaralı. Mecnun acıdı ceylanın haline, Gül renkli yaşlar döktü yine. Bu zulüm gönlüne geldi katı, Yumuşak yumuşak dedi ki: avcı! Bu mis kokulu ceylana acı. İnsan bu hale acımaz mı? I Avcı! kıyma bu zayıfın canına, Cana kıyma, acı canına. Avcı! kötü şeydir işkence, Bil kanın bedeli kandır yine. Avcı! onun...
Mevlid Yakarış bölümünden: Önce Alah adını analım biz Her işte gerek bu, inanalım biz. Gönül bir kez Allah dese aşk ile Bütün günahlar güz yaprağı gibi döküle Adı gibi temiz olur anıp söyleyen Her dileğine erişir Allah diyen. Doğuş bölümünden: Âmine Hâtûn Muhammed’in annesi O sedeften doğdu o inci tanesi O gece ki doğdu insanların en hayırlısı Orada neler gördü neler anası. Dedi gördüm o sevgilinin annesi Bir acep nur ki güneş pervanesi Şimşek çakıp çıktı ansızın evimden Göklere dek...
Saba Ah eden kimdir bu saat kuytuda? Sustu bülbüller hıyaban uykuda. Şimdi ay bir serv-i simindir suda... Esme ey bad esme canan uykuda! Başka aşıklardan almışsan nefes, Başka yerden, başka vadilerden es, Doğmasın ruhunda ani bir heves, Esme gülşenden ki canan uykuda. Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Biçim açıklaması: Şiirde, mehtaplı bir yaz gecesinin sessizliği içinde uyuyan sevgilisinin rahatsız edilmemesini isteyen şairin saba rüzgarına seslenerek duygularını dile getirişi anlatılıyor. Şiir, aruzun “Failatün / failatün / failun” kalıbıyla yazılmıştır. Şiirde hem kelimelerin yan...
Bülbül Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin, Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? O zümrüt tahta kondun, bir semavî saltanat kurdun, Cihanın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun. Bugün bir yemyeşil vadî, yarın bir kıpkızıl gülşen, Gezersin hanümanın şen, için şen, kainatın şen. Neden öyleyse matemlerle eyyamın perişandır, Niçin bir katrecik göğsünde bir umman hurûşandır? Hayır matem senin hakkın değil, matem benim hakkım Asırlar var ki aydınlık nedir hiç bilmez afakım. Teselliden nasibim yok hazan ağlar baharımda,...
Karanfil Yarin dudağından getirilmiş Bir katre alevdir bu karanfil Gönlüm acısından bunu bildi. Düştükçe vurulmuş gibi yer yer Kızgın kokusundan kelebekler, Ruhum ona pervane kesildi. Ahmet HAŞİM Biçim açıklaması: Bu şiirde, sevgilisinin dudaklarını kırmızı bir karanfile benzeten şairin, ona, ışığın çevresinde dönüp uçuşan pervaneler gibi aşık olduğunu anlatıyor. Burada karanfil, sevgiliyi simgelemektedir. Şiir aruzun “Mef’ülü / mefailü / feülün.” kalıbıyla yazılmıştır. Kafiye şeması şöyledir: ---------------- a) getirilmiş ---------------- b) karanfil ---------------- c) bildi ---------------- d) yer yer ---------------- d) kelebekler...
Maniler 1 A benim bahtı yarim Gönülde tahtı yarim Yüzünde göz izi var Sana kim baktı yarim 2 Saçımda siyahım var Bülbül gibi ahım var Göz gördü gönül sevdi Benim ne günahım var 3 Uzaktır seçilmiyor Gönüldür geçilmiyor Gönül bir top ibrişim Dolaşmış açılmıyor 4 Bahçede iğde midir? Dalları yerde midir? Her gördüğün seversin Sende ki mide midir? Cinaslı Maniler Yavrular Hey oynayan yavrular Ağaçta kuş yavrular Ellerin derdi biter Benim derdim yavrular Ayna güzel Yüz güzel, ayna güzel Güzel...
Kızılırmak Türküsü Kızılırmak parça parça olaydın Her parçanı bir diyara salaydın Sen de benim gibi öksüz kalaydın Kızılırmak nittin allı gelini Nasıl aldın allı pullu gelini Köprüden geçerken köprü yıkıldı Üçyüz atlı birden suya döküldü Nice gelinlerin boynu büküldü Kızılırmak nittin allı gelini Nasıl aldın allı pullu gelini. Anonim Biçim açıklaması: Türkü’de bir düğün alayının Kızılırmak üzerindeki köprüden geçerken köprünün yıkılması sonucu üç yüz atlı ile birlikte gelinin boğularak ölüşünden duyulan acı dile getirilmektedir. Türkü, 4 + 4 + 3...
An opinion column is an article in which an author is inspired by daily events and reflects his own personal views and thoughts on that subject. The opinion column is published in a corner of the inside pages of newspapers and magazines. This genre entered our literature from the West with the journalism of the "Tanzimat". The opinion column we are focusing on should not be confused with humorous anecdotes such as Nasrettin Hodja and Bektashi jokes that are told...
Bağdat Destanı Hazır olun ey gaaziler Varalım Bağdad üstüne Ulu dağlar sarp kayalar Geçelim Bağdad üstüne Sarptır Bağdad’ın eteği İçi erenler yatağı Sultan Murad’m otağı Kurulur Bağdad üstüne Alurlar elden komazlar Üstünde Han var demezler Ulu toplar balyemezler Atılır Bağdad üstüne İçelim Şat'm suyunu Bildik Şahının soyunu Sultan Murad’ın tuğunu Dikelim Bağdad üstüne Çalın vezirin borusun Dostu gaafil koman girsin Koyverin asker yürüsün Gaazîler Bağdad üstüne Demirc’oğlu sözün hakdır Hiç sözünde hilaf yokdur Osmanîde gayret çokdur Kırılır Bağdad üstüne Demirci...
Genç Osman Destanı İptida Bağdat’a sefer olanda, Atladı hendeği geçti Genç Osman. Vuruldu sancaktar, kaptı sancağı, İletti bedene dikti Genç Osman. Eğerleyin kır atımın ikisin, Fethedeyim düşmanların hepisin, Sabah namazında Bağdat kapısın Allah Allah deyip açtı Genç Osman. Sultan Murad ey dür: “Gelsün göreyim, Nice kahramandır ben de bileyim. Vezirlik isterse üç tuğ vereyim.” Kılıcından al kan saçtı Genç Osman. Kul Mustafa karakolda gezerken, Gülle, kurşun yağmur gibi yağarken, Yıkılası Bağdat seni döğerken Şehitlere serdar oldu Genç Osman. Kayıkçı Kul...
Semai İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye Elif’in uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye Elif kaşlarını çatar Gamzesi sineme batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye Evlerinin önü çardak Elif’in elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye Karacaoğlan Biçim açıklaması: Şair bu semaisinde Elif adlı sevgilisinin eşsiz güzelliğini doğa ile özdeşleştirerek anlatıyor. Şiir semai nazım biçimi ile yazılmıştır. Nazım...
Koşma Çıktım seyreyledim Niğde’yi Bor’u Acep gezsem ala gözlüm var m’ola Güzeller durağı Tokat, Engürü Acep gezsem ala gözlüm var m’ola Hey geri de deli gönül hey geri Adana, İlbeyli, Göksün, Tekir’i Otuz iki sancak Diyarbekir’i Acep gezsem ala gözlüm var m’ola Yeşil ördek yayılıyor çemende Mehdi günü doğar ahir zamanda Kürd’de, Hindistan’da, Çin’de, Yemen’de Acep gezsem ala gözlüm var m’ola Mardin’den de Karac’oğlan Mardin’den Çeken bilir ayrılığın derdinden Koçhisar’dan Hasandağı’n ardından Acep gezsem ala gözlüm var...
İlahi Taşdın yine deli gönül Sular gibi çağlar mısın Akdın yine kanlı yaşım Yollarımı bağlar mısın Nidem elim ermez yare Bulunmaz derdime çare Oldum ilimden avare Beni bunda eğler misin Yavu kıldım ben yoldaşı Onulmaz bağrımın başı Gözlerimin kanlı yaşı Irmak olup çağlar mısın Ben toprak oldum yoluna Sen aşurı gözedirsin Şu karşıma göğüs geren Taş bağırtı dağlar mısın Harami gibi yoluma Arkurı inen karlı dağ Ben yarimden ayrı düştüm Sen yolumu bağlar mısın Karlı dağların başında Salkım salkım olan...
İlahi Şol cennetin ırmakları Akar Allah deyü deyü Çıkmış İslam bülbülleri Öter Allah deyü deyü Salınır Tûba dalları Kur’an okur hem dilleri Cennet bağının gülleri Kokar Allah deyü deyü Altundandır direkleri Gümüştendir yaprakları Uzadıkça budakları Biter Allah deyü deyü Aydan arıdır yüzleri Misk ü amberdir sözleri Cennet’de hûri kızları Gezer Allah deyü deyü Hakka aşık olan kişi Akar gözlerinin yaşı Pür-nûr olur içi dışı Söyler Allah deyü deyü Miskin Yunus var yarına Koma bugünü yarına Yarın Hakkın divanına Varam Allah...
Karga ile Tilki Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı. Sayın tilki kokuyu almış olmalı; Ona nağme yapmaya başladı: ‘‘Oooo! Karga cenapları merhaba! Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz! Gözüm kör olsun yalanım varsa, Tüyleriniz gibiyse sesiniz Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın” Keyfinden aklı başından gitti Bay Karga’nın; Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını düşürdü nevalesini. Tilki kapıp ona dedi ki: “Efendiciğim, Size küçük bir ders vereceğim; Alıklar olmasa iş kalmaz açıkgözlere;” Karga şaşkın, utangaç, biraz da...
Çankaya Bu hıyaban ebediyyet yoludur. Gider Allah’a kadar burdan ucu. Karşıdan bakma geçerken yolcu, Belki bir derd ile bağrın doludur. … Bu hıyaban avutur cümle yası, Dinlen altında yeşil bir dalının: O kızıl saçlı zafer kartalının Bu hıyabanda kurulmuş yuvası Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Biçim açıklaması “Çankaya” Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle sonuçlandıran Gazi Mustafa Kemal’e milletçe duyulan sevgiyi dile getiren bir şiirdir. 1922 yılında zafer coşkularının canlı olduğu bir dönemde yazılmıştır. Aruz’un “Feilâtün / Feilâtün / Feilün” kalıbıyla yazılmıştır. Şiirde sarma kafiye...
Cennet ve Cehennem Bu akşam bilmediğim bir âlem içindeyim, Ya rüyada bir seyyah, ya semavî Çin’deyim, Bir orman yangınıyla kızardı karşı dağlar, Taraf taraf tutuştu meş’aleler, çirağlar, … Bu ateş âleminin içinden yanmaksızın... Bu bir ateş bayramı, bir vakitsiz donanma... Sandım, ömrüm bitecek bitmeyecek bu yanma. Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Biçim açıklaması: Bu şiirde gün batışı sırasında İstanbul Boğazında doğanın aldığı ateş rengi görünüm karşısında şairin duyguları dile getirilmektedir. Şiir, hece ölçüsünün 7 + 7 = 14’lü kalıbıyla yazılmıştır. “Bu akşam...
Koşma İndim seyrân ettim Frengistanı İlleri var bizim ile benzemez. Levin tutmuş goncaları açılmış Gülleri var bizim güle benzemez. Göllerinde kuğuları yüzüşür, Meşesinde sığırları böğrüşür. Güzelleri şarkı söyler, çığrışır Dilleri var bizim dile benzemez. Karac’oğlan eydür dosta darılmaz Hasta oldum hatırcığım sorulmaz Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz. İlleri var bizim ile benzemez. Karacaoğlan Biçim açıklaması: Şair bu koşma’sında Frenk diyarına yaptığı bir gezintinin izlenimlerini anlatmaktadır. Şiirin teması: “yabancı bir ülkede duyulan tedirginlik ve yadırgama duygusu” dur. Ölçüsü: 6 + 5...
Bırak Beni Haykırayım Ben en hakir bir insanı kardeş sayan bir ruhum, Bende esir yaratmayan bir Tanrı’ya iman var; Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar. Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum. Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez, Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez. Bırak beni haykırayım. Susarsam sen matem et; …. Mehmet Emin YURDAKUL Biçim açıklaması: Bu şiir, şairin en güzel şiiri sayılmaktadır. Diğer manzumelerinde uzun hece kalıplarını zevksiz denebilecek acemiliklerle kullanan Mehmet Emin Yurdakul; bu şiirde gerçek bir usta şair kimliğiyle...
Tahattur Bir acem bahçesi bir seccade, Dolduran havzı ateşten bade... Ne kadar gamlı bu akşam vakti Bakışın benzemiyor mu’tâde. Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar, Dalmış üstündeki kuşlar yâde, Bize bir zevk-i tahattur kaldı Şu sönen, gölgelenen dünyâda. Ahmed HAŞİM Biçim açıklaması: Şair, akşam vakti güneş ışıklarının bahçeyi bir Acem seccadesi gibi renk ve desen güzelliğiyle doldurduğunu, havuzu ateşten bir şarap renginin sardığını gün bitiminin bu sönen, gölgelenen havasında, kendisine yalnız eski güzel günleri hatırlama zevkinin kaldığını anlatıyor. Şiir,...
Akıncı Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik; Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik. … Cennetle bugün gülleri aşmış görürüz de Hâla o kızıl hâiıra tilrer gözümüzde. Bin allı akıntarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik. Yahya Kemal BEYATLI Biçim açıklaması: “Akıncı” şiiri bin atlıdan oluşan bir akıncı birliğinin büyük bir düşman ordusunu yenişini ve tüm akıncıların şehit oluşlarını anlatmaktadır. Şiir akıncıların ağzından söylenmiştir. Bu durum, şiirde söylenenlere gerçeklik ve içtenlik kazandırmaktadır....
Beyitler Bâis-i şekva bize hüzn-i umumidir Kemal Kendi derdi gönlümün bîllâh gelmez yâdına. Namık KEMAL Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim? Heyhat ben nevâib-i eyyamı inlerim. Terfik FİKRET Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna yarap ne güneşler batıyor. Akif ERSOY Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor, Lâkin vatandan ayrılışın ızdırâbı zor. Yahya Kemal BEYATLI Biçim açıklaması: Dört ayrı şairden dört ayrı beyit okudunuz. “Beyit, aynı ölçüyle yazılmış, birbirini izleyen iki mısradır.” Divan edebiyatının “nazım birimi” beyittir. Çünkü...
Yavuz Sultan Selim Hânın önünde Ok atan ihtiyar Bektaş subaşı, Bu yüksek tepeye dikti bu taşı O Gazi Hünkârın mutlu gününde. Vezir,molla,ağa,bey takım takım, Güneşli bir nisan günü ok attı. … …. Başlarken aldığım gazâ yarası İçinden çektiğim bu altın oktu! Yahya Kemal Beyatlı Anlam açıklaması: Dil, tıpkı mevsim mevsim rengini, yapraklarını yitiren ve baharla birlikte yeni yapraklar edinen ağaca benzer, Dilin yaprakları kelimelerdir. Çünkü onlar da değişen yaşam koşullarına uyarak eskimekte, unutulmakta ya da yeni anlamlar kazanmaktadırlar. “Melek” kelimesinin,...
Aşağıda aynı zamanda milli marşımız olan “İstiklal Marşı” şiirinin biçim, içerik ve anlam yönü ile incelemesi yapılmıştır. İSTİKLAL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın...
Edebiyatımızda Beş Hececiler olarak bilinen bu şairler, Milli Edebiyat şairi Ziya Gökalp’in etkisi ile bir araya gelerek hece ile şiir yazmaya başlamışlardır. Milli Edebiyat Dönemi’nde ortaya çıkmalarına rağmen esas etki ve başarılarını Cumhuriyet Dönemi’nde göstermişlerdir. Aynı dönemde hece ile şiir yazan başka şairler de olmasına rağmen özellikle bu beş şairin “Hece Şairi” olarak anılmasının nedeni Beş Hececiler’in hece ile şiir yazmayı bir fikir olarak benimsemiş olmaları diğer şairlerin ise hece ile şiir yazmayı sadece denemesidir. Beş Hececiler’in tamamı şiire önce...
Edebiyat insanı anlatır. İnsana dair her şey edebiyatın konusudur. Sanatçı eserinde ne kadar istese de kendi kişiliğini gizleyemez; çevresinden uzaklaşamaz. Eserinde dile getirdikleri aslında kendi yaşantısı ve gerçeklerinin zihninde yeniden şekillendirilerek sunulmasından ibarettir. Sanatçı da toplumun bir parçasıdır. Bu yönüyle toplumun ortak algısını(zihniyetini) dile getirmesi gayet doğaldır. Edebiyat toplumun aynasıdır. Bir toplumun maddi, manevi bütün değerlerini kendi süzgecinden geçirerek tekrar sunar. Bir toplumu tanımak istesek o toplumun edebiyat ürünlerine bakmamız yeterlidir. Bu tanıma elbette zamana ve mekana göre değişecektir. Örnek:...
MEZARSIZ, İSİMSİZ, KAYIP ŞEHİDİM. Rüzgârın, yağmurun erozyonuyla Yeryüzüne çıkan şehit kemiği. Sendemi vuruldun ‘’o gün’’pusuyla Bugünde geçerli ‘’o ‘’kalleşliği. Yaşının beş katı 97 yıl. Nasıl fark edilip, görülmedin.? Seller mi üstüne attı kum, çakıl. Yasin’le bir kabre gömülmedin... Savruldu mu bedenin patlamada Ellimizde olan hangi kemiğin.? Vatana aşkını ispatlama da. Bu şekil sevilir VATAN DEDİĞİN. Kusurlu, Suçluyum beni bağışla Akşemsettin olup seni bulmadım. Toprağını sevdim ben her yağışta. Gittiğin yolundan uzak kalmadım. Annen,baban,eşin ailen kimdir.? Mezarsız, isimsiz kayıp şehidim. Ailende,...
Bölücülük değil eğitim yapmış. Hücrenin duvarını dele, dele. Ne Atatürk ilkelerinden sapmış, Mardin'den Nobel'e bir mücadele. Laikliğe sadık bir Atatürkçü. Doyuma erişmiş, sanmayın kürkçü. Ataya adadı ödülü çünkü, Mardin'den Nobel'e bir mücadele. Ne kadar övünse az, şimdi Savur. Ya Nusaybin, Silvan, Diyarbakır, Sur.! Dilde değil zihniyette hep kusur. Mardin'den Nobel'e kimin hayali.? Savaşın ödülü Türkmen'e farzken, Yaşamak, yaşatmak herkese farzken, İki yüzlü olmak geçerli tarzken Mardin'den Nobel'e insan modeli. ORHAN AFACAN İzmir-12.12.2015
Cumhuriyet Dönemi Hikayeleri Cumhuriyet Dönemi Hikaye Türleri a- Milli ve Dini Duyarlılığı Yansıtan Hikayeler Özellikleri: - Hikayelerin kahramanları genellikle birçok yazarın yakından tanıyıp gözlemlediği Anadolu insanıdır. - Toplumcu gerçekçiliğe uygun olarak Maupassant tarzı hikaye benimsenmiştir. - Yine toplumcu anlayış nedeni ile realist(gerçekçi) bir anlayış benimsenmiş ve hikayelerde gözleme önem verilmiştir. - Olaylar ve kişiler ayrıntısı ile betimlenmiş özellikle olayların anlatımında gerçekçiliğe bağlı kalınmıştır. - Halka dönük bir edebi anlayışta oldukları için eserlerinde sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır. - Temalar: aydın- köylü, batılılaşma, ilke ve devrimler, milli...
Dönemlere Göre Türk Hikayeciliği Türk edebiyatında çoğu zaman hikaye ve roman birbirinden ayrılmaz; çünkü Cumhuriyet Dönemi ve öncesinde de yazarlarımız hem hikaye hem roman türünde eserler yazmıştır. Batılı anlamda hikaye, edebiyatımıza Tanzimat ile girmiştir. Samipaşazade Sezai’nin yazmış olduğu “Küçük Şeyler” adlı kitabında yer verdiği hikayeler, edebiyatımızda ilk modern hikayeler olarak kabul edilir. Roman türünde olduğu gibi klasik veya modern ilk hikayelerimiz İstanbul doğumlu, seçkin ve varlıklı ailelerden gelen iyi eğitim almış sanatçıların tekelindedir. Bu sanatçılar Batıyı yakından görmüş, Türk halkının...
İlk Türkçe Sözlük Türk Dilinin Tarihi Gelişimi Türk Dilinin şu ana kadar bilinen ilk sözlüğü Kaşgarlı Mahmut’un XI. yüzyılda çok çeşitli Türk yörelerini gezerek derleyip Bağdat’ta yazmış olduğu Divanü Lügati’t Türk adlı eserdir. Eser Türkçe – Arapça bir sözlüktür. XI. yüzyıl Türk dilinin söz varlığıyla ilgili en önemli kaynaktır. Eserde 7500’den fazla sözcük bulunmaktadır. Müellif bu sözcüklerin anlamr, kökeni ve farklı ağızlarda kullanımları hakkında da bilgi vermektedir. Bu eser bir sözlük olmanın yanında dönemin sosyal, kültürel hayatını; Türk yörelerinde insanların...
Türkçenin Değişimi Türk Dilinin Tarihi Gelişimi Diller doğar, gelişir ve o dili konuşacak kimse kalmadığında ölür. Dil canlı bir varlıktır. Zaman içinde değişime uğrar. Bu değişim dilin zenginleşmesi şeklinde veya o dilin yozlaşması, fakirleşmesi şeklinde olabilir. Dilin değişimi o dili kullananların kültürel, sanatsal faaliyetleri ve bu alanlarda gösterdiği atılımlar ile doğru orantılıdır. İnsan dili ile düşünür ve kendini ifade eder. Duygu ve düşüncelerini ana dilinde ifade edebilecek kelimeler bulamaz ise yabancı dillerden kelime alır ve bu kelimeleri ana dilinin sistemine,...
Edebiyata ve Psikiyatri, Psikanaliz Edebiyat bir güzel sanat dalı olarak insanı bütünü ile konu alır. Onun hayattaki yeri, amacı ve olaylar karşısındaki tutumunu hayali bir evrende gerçekle bağlarını koparmadan ortaya koyar. Edebiyat bir dışa vurumdur. İnsan ruhunun arzu ve isteklerini, çelişkilerini, estetik algısını okura sunar. Psikoloji de insanı tıpkı edebiyat bütünü ile ele alır ve sorgular. Bu yönü ile edebiyat ve psikoloji arasında doğrudan bir ilişkiden söz edilebilir. Psikolojinin bağımsız bir bilim olarak ortaya çıkması freud ile olmuştur. Freud’un insanı...
Edebiyata Yardımcı Bilim Dalları Felsefe Edebiyat dili kullanarak eser meydana getiren bir güzel sanat etkinliğidir. Edebiyatın malzemesi dildir. Bu yönü ile felsefe ile edebiyat arasında doğrudan bir ilişkiden söz edilebilir. Felsefenin özünü oluşturan düşünce ise dil ile gerçekleşir. Zengin bir dilde felsefe biliminin daha gelişmiş olmasının, o dilde daha çok filozof yetişmesinin de nedeni budur. Edebi eserlerin özünde aslında felsefi meseleler ele alınmaktadır. Örneğin bir romanda veya hikayede kurgusal karakterler, fantastik varlıklar, teknolojik unsurlar, olağanüstü olaylar yazarın hayal dünyasının ürünleridir....
126 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi
Yahudi Komedileri Hammer on altıncı yüzyıl sonlarında yapılan bir düğünü anlatırken yahudilerin oynadığı komedilerden söz...
Genel bir Tiyatro Tarihi’nin ilk sayfalarını karıştırırsanız, “Tiyatronun 3000 yılı” ya da “Tiyatronun 2500 yılı”...
TİYATRO Tiyatro kelimesi dilimize Yunancadan geçmiştir; Dram, trajedi gibi eserlerin oynandığı(temsil edildiği)yer; Tiyatro için oynanan,...
Telif hakkı © 2014 Tüm yazılı ve görsel yayın telif hakkına tabidir.
Edebiyat Okulu - Türk Dili ve Edebiyatı Düzenleme: Milli Edebiyat Yayın Sahibi Ramazan ilbay