Koşma

Çıktım seyreyledim Niğde’yi Bor’u

Acep gezsem ala gözlüm var m’ola

Güzeller durağı Tokat, Engürü

Acep gezsem ala gözlüm var m’ola

 

Hey geri de deli gönül hey geri

Adana, İlbeyli, Göksün, Tekir’i

Otuz iki sancak Diyarbekir’i

Acep gezsem ala gözlüm var m’ola

 

Yeşil ördek yayılıyor çemende

Mehdi günü doğar ahir zamanda

Kürd’de, Hindistan’da, Çin’de, Yemen’de

Acep gezsem ala gözlüm var m’ola

 

Mardin’den de Karac’oğlan Mardin’den

Çeken bilir ayrılığın derdinden

Koçhisar’dan Hasandağı’n ardından

Acep gezsem ala gözlüm var m ’ola

Karacaoğlan

Biçim açıklaması:

Şair bu koşmasında sevgilisinin eşsiz güzelliğini överek onun gibi bir güzeli gezdiği hiçbir yerde bulamadığını anlatıyor.

Şiir halk edebiyatı nazım şekillerinden koşmadır. Koşmalarda genellikle aşk ve doğa karşısındaki duygulanışlar anlatılır.

Nazım birimi dörtlüktür.

Nazım türü ise güzellemedir.

Koşma 6 + 5 = 11 ya da 4 + 4 + 3 — 11 kalıbıyla söylenmiştir. Kafiye şeması şöyledir:

------------------ a) Bor’u

------------------ b) Nakarat

------------------ a) Engürü      

------------------ b) Nakarat

 

------------------ c) geri

------------------ c) Tekir’i

------------------ c) Diyarbekir’i

------------------ b) Nakarat (Acep gezsem ala gözlüm var m’ola)

Şiirde bazı yerel sözcükler var. (ala - ela, gölek - küçük su birikintisi, gölcük, Engürü - Ankara)

Şiirlerin çoğunda halk Türkçesi kullanan Karacaoğlan, bu koşmasında Arapça ve Farsça’dan dilimize geçen yabancı kelimeleri de kullanmıştır. (Cennet-i ala, Mehdi, ahır, hûrî)

İslam kültür çevresine girmemizden sonra Müslüman halk ozanlarının bu ve benzeri kelimeleri kullanması doğal sayılmalıdır. Nitekim günümüzde de birçok şair ve yazarımız batı dillerinden dilimize geçen birçok kelimeyi kullanmaktadırlar.

Şiirde diğer halk edebiyatı örneklerinde de görüldüğü gibi bazı mısralar, daha sonraki mısraların kafiyelerine kolaylık sağlamak için söylenmiştir.

Örnek:

Hey geri de deli gönül hey geri - Mardin’den de Karac-oğlan Mardin’den”

 “Karacaoğlan” sözü, ölçüye uydurulmak için “Karac-oğlan” şeklinde “Var mı ola” sözü de aynı amaçla “var m’ola” olarak söylenmiştir.

Şair, koşmasında birçok kent ve ülke adlarını saymıştır. (Niğde ve Bor, Tokat, Ankara, Adana, İlbeyli, Göksün, Tekir, Diyarbakır, Koçhisar, Hasandağı, Mardin (yer ve kent) - Hindistan, Çin, Yemen (ülke) Kürt (Kürtlerin oturduğu yöre). Bunun nedeni hem sevgilisinin eşsizliğini, hem de gezdiği yerlerin çokluğunu belirtmek istemesidir.

Anlam açıklaması:

Karacaoğlan katıksız bir halk ozanıdır. Elinde sazı diyar diyar dolaşır, her uğradığı kentte bir güzeli sever, onun aşkıyla coşkulu şiirler söyler. Bu koşmasında da güzel sevgilisinin dünyada bir eşinin daha bulunamayacağını, gezdiği yerleri anarak dile getiriyor.

Şair, sevgilisinin güzelliğini anlatırken herhangi belirgin bir nitelik üzerinde durmuyor. Sadece “ala gözlüm” sözüyle yetiniyor. Diğer birçok şiirinde, sevgilisini kendine özgü deyişlerle öven Karacaoğlan, bu koşmada sadece sevgilisini bulamayışı üzerinde durmaktadır.

Karacaoğlan halk ozanlarımız arasında divan şiirinden hiç etkilenmemiş olanıdır. O, tam bir halk ozanıdır. Aşık geleneğinin tüm gereklerine uymuştur. O da Yunus Emre gibi Anadolu’yu baştanbaşa dolaşmıştır. Ancak Yunus, Allah aşkıyla, Karacaoğlan ise güzel kadın ve doğa aşkıyla bu yolculuklarını sürdürmüştür. Karacaoğlan’a göre gurbet doğup büyüdüğü Çukurova dışındaki yerlerdir. Yunus ise Allah’tan uzak olmayı gurbet sayar.