Servet-i Fünun Dönemi Türk Edebiyatı Şiir

Servet-i Fünun’da Şiir

Servet-i Fünun Dönemi'nde üzerinde en çok durulan ve önem verilen edebi metin türü şiir olmuştur. Bunun nedeni hem yazı işleri müdürü Tevfik Fikret’in önemli bir şair olması hem de diğer dergi yazarlarının birçoğunun yazın hayatına şiir ile başlamış olmasıdır.

Tanzimat Dönemi Türk edebiyatı ile başlayan yenileşme hareketi bu dönemde hız kazanmıştır. Tanzimat yazarları şiire birçok yenilik getirmelerine rağmen Divan Edebiyatı geleneği ile yetiştikleri için bu geleneğin etkisinden kurtulamamış, şiirde içerik olarak yenilikler yapmışlar; fakat biçim yönüyle eskiye bağlı kalmışlardır. Servet-i Fünun sanatçıları ise yenileşmeyi bir bütün olarak ele almış, Türk şiirini hem biçim hem içerik yönüyle Batı şiirini örnek alarak modernleştirmişlerdir.

Servet-i Fünun sanatçıları Divan Edebiyatı geleneğini yok saymışlar, hatta bu gelenekle yetişmedikleri ve bu geleneğe dair bilgi sahibi olmadıkları için övünmüşlerdir. Servet-i Fünun sanatçıları derginin yayın hayatına devam ettiği süreçte “Sanat sanat içindir.” anlayışına bağlı kalmışlardır.

1-        Servet-i Fünun Şiirinde Biçim Özellikleri

a-        Nazım Biçimleri

Tanzimat sanatçıları şiirde içeriğe önem vermişler; hak, adalet, eşitlik, hürriyet, esaret… gibi temaları coşkun bir dille şiirlerinde dile getirmişlerdir; fakat içerik olarak yenileşmelerinin yanında biçim olarak hep Eski Türk Edebiyatı geleneğine bağlı kalmışlardır. Servet-i Fünun sanatçıları ise hem içerik hem biçim olarak Türk şiirinin yenileşmesini sağlamışlardır. Eski Türk Edebiyatı nazım biçimleri tamamen bırakılmış ve şiirlerinde bu nazım biçimleri yerine Batı Edebiyatından alınan(Özellikle Fransız Edebiyatı…) Sone (Sonet), Terza Rima(Örüşük Uyak), Triyole(onluk) gibi Türk Edebiyatı için modern sayılabilecek nazım biçimlerini kullanmışlardır. Bu nazım biçimleri ile aynı zamanda Eski Türk Edebiyatı nazım biçimlerinden “Müstezat”ı da kendilerince değiştirerek modern Türk Şiirine uyarlamışlardır(Serbest Müstezat).

modern nazim bicimleri

Örnek:

Kendi Kendime

Bir buçuk, işte bir buçuk sâat

Bir küçük, rûhsuz neşîde için;

Bu kadar sa’y, itinâ, zahmet.

Topu bir kıt’a, yâ kasîde için.

 

Ah ey pîş-i istifâdemden

Bî-tevakkuf uzaklaşan mevcat,

Ey mübaret dakikalar, sizi ben

Böyle kaybeylemekteyim, heyhât!

 

Bilirim bir nefeste, bir demde

Koca bir kâinat-i zinde doğar,

Canlanır bir hayât. Bir hilkat.

 

Öyle zi-rûh var ki âlemde

Bir buçuk sâatın içinde doğar,

Yaşar, itmâm-ı ömr eder… İbret!

Tevfik Fikret

 

b-       Ölçü ve Kafiye

Servet-i Fünun Dönemi şiirlerinde ölçü olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır. Şiirlerinde biçim güzelliğine önem veren şairler aruz ölçüsünü şiirlerde ustalıkla kullanmışlardır. Divan edebiyatından aldıkları bu ölçüyü olduğu gibi kullanmamışlar ölçüyü kendilerince şiirlere uyarlamışlardır.

Servet-i Fünun şairleri şiirlerinde müzikaliteye önem vermişlerdir. Her kelimenin ayrı bir ses ve çağrışım gücü olduğunu savunmuşlar ve şiirlerinde kelimeleri özenle seçmişlerdir. Müzikal güzelliği yakalamak için şiirde ahengin mükemmel olmasına gayret etmişler ve tekrir, aliterasyon, asonans, anjanbman, zengin kafiye gibi ahenk unsurlarını kullanmışlardır.

Anjanbman: Şiirde anlamın bir dizede tamamlanmayıp şiirin bütününe yayılmasıdır. Bu tekniğin kullanıldığı şiirlerde bir söz yarıda bırakılır ve devam eden dizelerin birinde tamamlanır.

2-        Servet-i Fünun Şiirinde İçerik Özellikleri

a-        Tema ve Konu

Servet-i Fünun Dönemi'nde şiirde ana tema hayal ile gerçek tezatlığıdır. Servet-i Fünun şairleri istibdat döneminin baskıcı ortamı nedeniyle gerçek hayattın uzaklaşmışlar ve içe kapanmışlardır. Tanzimat’ta işlenen toplumsal temalar bu dönemde yerini bireysel temaları bırakmıştır. Bu temalar genel olarak aşk ve doğadır. Şiirlerde kişinin ruhsal bunalımları, acıları, umutsuzluk ve hayal kırıklıkları gibi bireysel temalar ile mevsim güzellikleri, ağaçlar, kuşlar, şehirler gibi doğa unsurlarının gerçekçi bir şekilde betimlendiği doğa temaları işlenmiştir. Özellikle doğa temaları işlenirken gözleme dayalı betimleme yapmışlardır. Tevfik Fikret gibi bazı şairler resim sanatıyla da ilgilenmişler Batı edebiyatında Parnasyenlerden etkilenerek tabloların altına şiir yazma geleneği başlatmışlardır(Pitoresk)Tevfik fikret tablo

Not: Edebiyat tarihimizde ilk defa İstanbul’un kötü yönleri ile betimlendiği ve eleştirildiği şiir “Sis” tir(Tevfik Fikret).

b-       Dil – Üslup

Tanzimat ile başlayan dilde sadeleşme bu dönemde sekteye uğramıştır. Servet-i Fünun şairleri kendilerine özgü yeni bir şiir dili oluşturmuşlardır. Bu dil ne Divan şiirindeki gibi ağır, süslü ve sanatlı ne de Tanzimat’taki gibi sadedir. Servet-i Fünun şairleri ses ve çağrışım gücünün yüksek olduğu gerekçesi ile o dönemde dilde kullanılmayan eski kelimeleri şiirlerinde kullanmışlardır.

c-        Zihniyet

tevfik fikret bahari terenadarServet-i Fünun şairleri sanat anlayışları yönü ile Tanzimat sanatçıları tarafından eleştirilmiştir. Sanat sanat içindir anlayışını benimseyen şairlerin toplumsal meseleleri dile getirmemeleri, sadece seçkin bir zümreye hitap ederek edebi eser yazmaları Tanzimat Dönemi'nde “Halka ulaşma” fikrini benimseyen şairler tarafından bir eksiklik olarak görülmüştür. Servet-i Fünun şairlerinin bu anlayışı benimsemesinde Recaizade Mahmut Ekrem’in dil ve sanat hakkındaki görüşleri, Batıda Sembolizm, Parnasizm gibi edebi akımları benimsemiş olmaları ve istibdat döneminin baskıcı ortamı etkili olmuştur.

Not: Servet-i Fünun dağıldıktan ve istibdat dönemi son bulduktan(1908) sonra Tevfik Fikret gibi bazı şairler toplumsal konularda da şiirler yazmıştır.

d-       Edebi Akımlar

Parnasizm:

Batıda 19. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış bir edebi akımdır. Parnas isimli bir şiir dergisi etrafında toplanan genç şairlerin şiirle ilgili fikirleri ve şiire getirdikleri yenilikler Parnas akımın doğmasını sağlamıştır.

Bu edebi akıma göre:

-         Roman ve hikaye gibi anlatmaya bağlı türlerde realizm ne ise şiirde Parnasizm odur. Parnas şair iyi bir gözlemcidir. Şiir yazarken bir kuyumcu titizliği ile çalışır.

-         Parnasizm’de sanat sanat içindir.

-         Şiirlerde içerik kadar biçim de önemlidir. Ahenge çok önem verilir.

-         Eski Yunan ve Latin mitolojisine önem vermişlerdir.(Bknz: Tevfik Fikret Promete)

-         Genellikle lirik temaları işlenir.

-         Bu akımın Batı edebiyatındaki temsilcileri Lisle, Gautier, J. Maria de Heredia ve

-         Prudhomme’dur, Türk edebiyatında ise Tevfik Fikret Parnasizm’den etkilenmiştir.(Bknz: “Yağmur” şiiri)

 

Sembolizm:

19. yüzyılın sonlarında Fransa’da Parnasizm’e tepki olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. Realist ve natüralist yazarların gerçeği anlatma çabalarına karşı çıkılmış ve gerçeğin değişken olduğunu savunmuşlardır. Örneğin bir ağacın sabah, öğle ve akşam vakitlerinde görünüşünün değiştiğini her vakit için ayrı bir gerçeğin ortaya çıktığını görürüz öyleyse tek ve değişmez bir gerçekten söz edemeyiz… anlayışıyla şiire yeni bir bakış açısı getirmişlerdir.

Bu akıma göre:

Şiirde önemli olan gerçeğin insan zihninde bıraktığı his ve onunla ilgili kişinin izlenimleridir. Bu nedenle doğanın değişken olduğu sabah ve akşam gibi vakitlerde şiir yazmayı denemişler düşünce yerine “ilhama” önem vermişlerdir.

Gerçeği olduğu gibi anlatmak mümkün değildir. Gerçek yerine onu çağrıştıracak kavram ve simgelerin kullanılması daha etkili olacaktır.

Müzikalite çok önemlidir. Şiirde anlam ancak güzel bir ahenk ile bütünleşirse sağlanabilir.

Gerçek değişken olduğuna göre şiirde anlam da değişkendir. Aynı şiir her insanda ayrı bir etki bırakır. Şiirler çok anlamlıdır. Ve anlam yoruma açıktır.

Sanat sanat içindir. Sembolist şiirlerde işlenen duygusal temalarında etkisi ile karamsarlık hakimdir.

Batı edebiyatında en önemli temsilcileri Baudelaire, Verlaine, Mallarme, Paul Valéry, Rimbaud ve Edgar Allen Poe’dur. Türk edebiyatında ise Servet-i Fünun Dönemi'nde Cenap Şahabettin bu akımdan etkilenmiştir.

3-        Servet-i Fünun Şairleri ve Eserleri

rubabi sikesteTevfik Fikret: Rübab-ı Şikeste (Kırık Saz), Haluk’un Defteri, Şermin, Rübabın Cevabı,

evraki leyalCenap Şahabettin: Evrak-ı Leyal(Kitaplaşmamıştır. Birkaç şiiri: Elhan-ı Şita, Temaşa-yı Leyal, Yakazat-ı Leyliye, Son Arzu…)

Süleyman Nazif: Batarya ile Ateş

Faik Ali: Fani Teselliler, Temasil, Elhan-ı Vatan

Ali Ekrem: Zılal-i İlhan, Ruh-ı Kemal, Ordunun Defteri, Şiir Demeti

Hüseyin Suad Yalçın: Lane-i Melal

Hüseyin Siret: Leyal-i Girizan, Bağ Bozumu, Kıvılcımlı Kül